Page 63 - Riskli Dergi
P. 63

Çalışkan olmak ve işinde başarıya ulaşmak herkes tarafından arzu edilen bir
                         şeydir. Toplum tarafından da takdire değer bulunur. Bu durumun tam ter-
                         si olan atalet ise o kişiye; yeteneksizlik, beceriksizlik ve başarısızlık yaftasını
                         yapıştırır. Ancak her şeyde olduğu gibi üretkenlikte de bir sınır olmalıdır. Söz
                         konusu çalışkanlık, kişinin bireysel hayatını kökten etkiliyor ve sosyal ilişkilerine
                         zarar veriyorsa burada “toksik üretkenlik” var demektir.

                         Toksik üretkenlik; bireyin, kendisine biçtiği öz değer ile üretkenlik seviyesinin
                         takıntılı şekilde paralel olmasını istemesi demektir. Yani kişi; donanımları, eği-
                         timi, sosyal çevresi ve öz güveni doğrultusunda kendisine bir değer belirler.
                         Daha sonra da belirlediği bu rol ile üretkenlik seviyesinin eş değer olmasını
                         her şeyin önüne koymaya başlar. Böylece bu duygu kişiyi ele geçirir. Aklı sü-
                         rekli işte olur, daima bir şeyleri tamamlayamadığını ve yeterince iyi olmadığı-
                         nı düşünür. Bu nedenle durum ilerledikçe kişi tükenmişliğe kapılır.


                         Toksik Üretkenlik, İşkoliklik ile Karıştırılmamalıdır!


                         Toksik üretkenlik “kişisel gelişime kafayı takmak” ya da “işkoliklik” şeklinde
                         yorumlanabiliyor. Fakat tüm bu tanımlar arasında bazı nüanslar bulunuyor.
                         Kişisel gelişim; bireylerin iş yaşantıları ve özel hayatlarından arta kalan za-
                         manlarda vakit ayırdıkları uğraşlardır. Bu uğraşlar, kişilerin hobileri ve eğitim-
                         leri doğrultusunda şekillenebileceği gibi herhangi bir konudaki eksikliklerini
                         gidermek amacıyla da gerçekleştirilebilir.

                         İşkoliklik ise kişinin kendisini durup dinlenmeden çalışmak zorunda hissetme-
                         sidir. Ancak toksik üretkenlik her iki kavramdan da farklıdır. Burada kişi başa-
                         rılı, çalışkan ve üretken olsa dahi kendisini böyle görmez ve bunlardan mutlu
                         olmaz. Bu durumdan muzdarip kişi yaptığı hiçbir eylemi yeterli bulmaz ve
                         hep daha fazlasını yapamamış olmanın suçluluğunu duyar. Özetle başarıla-
                         rına rağmen kendisini kronik bir başarısız olarak görür. Bunun sonucunda da
                         dinlenmeyi, kendine vakit ayırmayı ve sosyal ilişkiler kurmayı unutarak toplu-
                         ma yabancılaşmaya başlar.


                         Toksik Üretkenlikle Nasıl Başa Çıkılır?


                         Her birimiz eğitim ve çalışma hayatımızın bize başarı getirmesini ve maddi
                         kaynak sağlamasını bekleriz. Ancak tek bir noktaya takılı kalarak fiziksel ve
                         ruhsal sağlığımızı kaybedersek bunların hiçbir önemi de kalmaz.
                         Başarı tabii ki önemlidir ama her şeyin önünde değildir. Bu yüzden sağlıklı bir
                         psikoloji için unutulmaması gereken basit ama etkili adımlar bulunuyor. On-
                         lardan birkaçını şöyle sıralamak mümkün:
                         • Ofisten çıktıktan sonra iş düşünmeyi bırakın.
                         • Kimse mükemmel değildir. Hata yapmanızın, yorulmanızın, tatile ihtiyaç
                         duymanızın ve 7/24 aktif kalamayacağınızın insani olduğunu unutmayın.
                         • Kendinize vakit ayırmayı ihmal etmeyin.
                         • Aileniz ve sevdiklerinize vakit geçirmeyi unutmayın.
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68