Page 7 - Riskli Dergi
P. 7
İnsanlar, hayatları boyunca irili ufaklı pek çok ba-
şarıya imza atarlar. İlkokul sıralarında başlar başarı
hikayeleri… Eğitim hayatı sona erdikten sonra da iş
yaşamında başarılar devam eder. Diğer yandan ki-
mileri sanatta kimileri spor branşlarında kimileri ise
bambaşka alanlarda başarı gösterirler. Hem kişiler
hem aileleri hem yakın çevreleri bu başarılara şa-
hit olur ve gurur duyarlar. Ama öyle kişiler de var ki
onlar gerçekleştirdikleri tüm başarıları, şans olarak
nitelendirirler ya da küçümseyerek herkesin yapabi-
leceğini düşünürler. Öz güveni düşük olan bu kişiler,
daima kendilerini yok sayma yoluna giderler. Psikoloji
literatüründe bu duruma, Imposter sendromu yani
sahtekarlık sendromu adı veriliyor. Kişiler ne olursa
olsun kendilerini başarılı bulmuyor, bunu hep dış
etkenlere bağlıyorlar.
Kişi Kendi Potansiyelinin Farkına
Varamıyor, Yeni Fırsat Kapılarını
Değerlendiremiyor
İş hayatını merkeze alarak Impos-
ter sendromunu detaylandıracak
olursak şunları söylemek mümkün:
Öncelikle kişiler öz güvenlerinde-
ki düşüklük nedeniyle iş hayatında
başarılı olmadıklarını düşünüyorlar. Bu
şekilde düşünmeleri ve kendilerini ye-
tersiz hissetmeleri, kariyerleri boyunca
karşılarına çıkacak fırsatları kaçırmalarına
yol açabiliyor. Ayrıca bu kişiler, sürekli biri-
lerini memnun etmek istediklerinden dolayı
normalden daha fazla strese girebiliyorlar
ve bu da yaptıkları işlerde verimsizlik oluştu-
ruyor. Kendilerini başarısız addetmeleri nede-
niyle fikirlerini de açıklamaktan çekinecekleri
için kişiler arası iletişimde de zorlanıyorlar. Hem
çalışma arkadaşlarıyla konuşmaktan hem fi-
kirlerini belirtmekten imtina ediyorlar hem de
toplantılarda sessiz kalmayı tercih ediyorlar.
Başarısız olduklarını düşünmeleri nedeniy-
le hem yaptıkları işleri hem de kabiliyetleri-
ni küçümsüyorlar. Bu da kendilerinin farkına