Page 53 - Riskli Dergi
P. 53

Hiç düşündün mü, kendini yaşamayı ne zaman bıraktın!? Neden ve nerede kendi haya-
        tının kitabını okumadan yazmayı seçtin!? Nerede kendi isteklerini, heyecanlarını ve ha-
        yallerini durdurdun!? Ne zaman kendi özünle iletişime geçmek yerine, sadece ihtiyaçtan
        ve gereklilikten yaşamaya, hareket etmeye başladın ve ‘yapmam lazım’ kelimesini düstur
        edindin!? Hayat yolunda ilerlerken ilk nerede kendini ikinci, hatta üçüncü plana ittin!?


        En son ne zaman kendini ödüllendirdin!? Şımarttın!? Keyif için kendine bir şeyler satın al-
        dın!?  Ama isteyerek, beğenerek, fiyatına ya da cebindeki paraya bakmadan.. Nerede
        başka şeyler senin kendine yatırım ya da harcama yapmana engel oldu!? Hangi düşünce,
        yargı ya da kaygı ile!?


        Tüm bunları nerede durdurdun!? Sor bırak bugün...


        Sen kendin için bir şeyler yapmazsan, kendi özünle iletişime geçmez, iç sesini dinlemez ve
        sadece kendin istediğin için bir şeyler satın almazsan; hep ihtiyaçları, yapılması gerekenleri
        düşünürsen, Evren sana neden bir şeyler versin!? Sen kendini düşünmezsen Evren neden
        seni düşünsün!? İdare etmem gerek bilincinden, ihtiyaç bilincinden işlemek işine yaramaz.
        Bilmeden o bilinçten işliyor çokları.. Bu nedenle o bilinçten çıkman gerek; AN bilinci, bolluk
        bilinci, sevgi bilinci, ÖZle iletişim bilinci.. Bunlar sana hizmet edecektir.


        Özden öze iletişimin herşeyin anahtarı olduğunu bil.. Bil ki, kendi özünden uzaklaşma.. Ken-
        dine yabancılaşma.. Kendi özünle bir ve bütün olursan her daim, çevrenle ilişkilerin de
        doyurucu olur. Zira sen kendinle iletişim halindeysen, kendine önem veriyorsundur, kendi
        ihtiyaçlarını bilip ona göre seçimler yapıyorsundur.. Seni senden daha iyi anlayacak olan
        sadece Yaradan’dır.. O’nun ötesi yoktur, berisi de senin içindedir. Kıymetli hocamız Doğan
        Cüceloğlu’nun da dediği gibi; “Kendi özüyle ilişkisi olmayanın gerçek anlamda kimseyle iliş-
        kisi olamaz.”


        İnsanlar çeşit çeşit.. Duygular türlü türlü.. Huylar başka baş-
        ka.. Davranışlar farklı farklı.. Onların arkasındaki motivasyon-
        lar ayrı ayrı.. Yani durum şu ki, insanları anlamak kolay iş değil.
        Bunu sedece ben söylemiyorum.. 1900’lerin başında Psika-
        nalizin kurucusu Avusturyalı Nörolog ünlü Sigmund Freud da
        söylemiş: “Bir ara insanları anladığımı sandım. Sonra sandığı-
        mı anladım.” diyerek
        “                 Bir ara insanları anladığımı sandım.


                                        Sonra sandığımı anladım.
                                                                                  “
                                                     - Sigmund Freud





        Başkalarını anlamaya çalışmakla bir ömür geçireceğine,
        işe kendini anlamakla başlamak en iyisidir. Zira her şey
        SENDE BAŞLAR ve SENDE BİTER. Senin dünyan sensindir..
        Öyleyse, bugünden itibaren gerçekten kendin için sonu-
        nu düşünmeden güzel bir şey yap. SEN DEĞERLİSİN, bunu                                      Tomris Tan
        hücrelerine kadar hisset ki Evren de sana öyle davransın                          Profesyonel Koç,
                                                                                      Spiritüel Danışman
        Sevgiyle ve bilinçle,                                                                    ve Eğitmen
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58