Page 14 - Riskli Dergi
P. 14
RÖPORTAJ / 14 lendiği, nasıl yaşandığı ve hangi sonuca yol
açtığı, nasıl ifade edildiği ve işlevi, kültüre
göre şekillenir. Duygu, bir toplumun ken-
dine özgü sosyal yapısını muhafaza etme
stratejisidir. Her toplum bu strateji doğrul-
tusunda duyguyu ele alır, işler ve dışa vu-
rur. Bir kültürde kimi duygular sevilir, gelişir
ve serpilir, kimi duygular sevilmez, körelir ve
solar.
Türk insanının duygularında cinsiyet-
leri nerede görüyorsunuz? Hangi cin-
siyet hangi duyguyu daha çok sahip-
leniyor?
Türk toplumu, Akdeniz antropolojisinin bir
kavramı olan ‘onur kültürü’ne sahiptir. Utanç
ve kızgınlık, bu kültürün iki belirleyici duygu-
sudur. Utanç grup içindeki uyumu, kızgınlık
ise kişinin –genel olarak erkeklerin– itibarını,
‘delikanlılığını’ korumaya yarar. Utancı daha
çok kadınlar, kızgınlığı ise erkekler sahiplenir.
Türkçede onuru karşılayan iki kavram var:
“Öğrenmeyi, sınırları şeref, genellikle erkeklerin sahip olduğu
saygınlık, itibar, sadakat, cesaret ve ailesini
genişletmeyi, hayal geçindirebilme gücünü yansıtıyor. Namus,
genellikle kadınlara atfedilen cinsel saflığı,
kurmayı, üretmeyi iffeti, ‘derli toplu olma’yı ifade ediyor. Yani
seviyorum” onurun cinsiyete özgü kodları var. Ve yuka-
rıda bahsettiğim ilişkiselliği burada da gö-
rüyoruz: utanç, namus, şeref hep toplum
Duygular evrensel midir? Sizce coğ- nezdindeki değerlendirmeleri içerir.
rafyanın duyguya etkisi ne boyutta?
Coğrafyanın, dolayısıyla coğrafyanın bir Dergimizin ana teması hayatın risk-
türevi olan kültürün duygular üzerindeki leri ve risklerin önlemlerini edinme
etkisi tahmin ettiğimizden çok daha bü- gerekliliği üzerine kurulu. Buradan da
yük. ‘Evrensel duygular’ olarak kabul edilen hareketle sormak isterim, sizce ha-
modellerin dahi aslında evrensel olmadığı, yattaki riskleri daha çok tetikleyen en
yaşantısının, ifadesinin, kapsamının kültüre büyük duygu ne? Hangi duygular bizi
göre farklılaştığı, bugün gittikçe artan sa- risklere sürüklüyor? Türk kültürünü
yıda akademisyen tarafından ortaya konu- bu açıdan nasıl değerlendirirsiniz?
yor. Örneğin bizim dilimizde baskın olan ve Kültürümüzün riske yönelen ve riskten kaçı-
çoğu dilimize özgü ‘vefa’, ‘hürmet’, ‘namus’, nan iki ayrı özelliğinden bahsetmek isterim
‘şeref’, ‘utanç’ gibi ilişkisel duygular, ilişkisel – bu özellikler elbette ilgili duyguları da içe-
bir kültür olduğumuzun yansımasıdır. riyor. Önce riskten kaçınan: Biz fark etme-
sek de içinde yaşadığımız kültür bize hangi
Duygu kavramına yüklenen anlam, belli bir duyguların ‘iyi, ideal, aranılan’ duygular ol-
duygunun var olup olmadığı, neden tetik- duğunu dikte eder. Bireyci kültürlerde kişi