Page 41 - Riskli Dergi
P. 41

ve ona ihtiyaç duyar. Ötekine duyduğu  güran gibi hissedebiliyor. Her ne kadar
        ihtiyaç  ilişki içerisinde  kendini  olduğu gibi  doğduğumuz anda rollerimizi de üstlendi-
        yansıtmasını engelleyebilir zira ötekinin  ğimizden bahsetmiş olsak da aslında ya-
        düşünceleri, duyguları ve beklentileri ken- şamımıza adım attığımızda bembeyaz bir
        disininkiyle birebir örtüşmeyecektir. İşte  sayfa serilmiyor önümüze. İçinde bulundu-
        kişi bu durumda karşılıklı bir denge oluştur- ğumuz çevre, ailemizin benimsediği değer
        ma yoluna gider. O ilişkiye vereceği emeği,  yargıları üzerinden rollerimizi gerçekleş-
        yapacağı yatırımı ise karşılıklı duran iki in- tirmek durumunda kalabiliyoruz. Öte yan-
        sanın kişilikleri belirler. Bu kişi ailesinden bir  dan zamanla yaşadığımız olumlu ya da
        birey ya da arkadaşı olabileceği gibi insa- olumsuz tüm tecrübeler insan ilişkilerin-
        nın kendisi de olabilir.” şeklinde konuşuyor.  deki tutumlarımıza yansıyor. Bazı durum-
                                                              larda önceden edindiğimiz deneyimler
        Sağlıklı İlişki Kurmanın Kuralı Yok                   ön yargılı davranmamıza sebep olabiliyor.
                                                              Bu konuya yani insan ilişkilerinin sağlıklı ol-
        Kişinin  her rolüne göre  muhatap  olduğu  ması önündeki engellere de değinen Işık,
        kişilerle dengeli bir ilişki kurması sağlıklı bir  bu konuyla ilgili de şöyle konuşuyor: “Kimi
        bağ inşa edilmesi noktasında önemli. Den- durumlarda kişilerin duygu ve düşünceleri
        ge kurmanın öneminin günlük hayatımıza  hakkında tahminlerde bulunabiliriz.
        ve sosyal yaşamımıza nasıl bir etkisi olduğu
        konusunu da Işık’ın düşünceleri aracılığıyla  İçimizden ‘Aa, şuna bak nasıl da ters ters
        aktarıyoruz. Sağlıklı bir ilişki kurmak için ne  bakıyor. Acaba aklından ne kötülükler ge-
        gibi adımlar atılması gerektiğini sorduğu- çiyor?’ ya da ‘Bana gülümsedi, kesin ben-
        muz Işık, bunun herhangi bir kuralı olmadı- den hoşlanıyor.’ gibi çıkarımlar yapıyoruz.
        ğına dikkat çekti. Işık sözlerini şöyle sürdü- Aslında bu söylemler bizim düşüncelerimi-
        rüyor:                                                zi temsil eder, bunları doğru kabul etmek
                                                              de o insanı gerçek manada tanımamızın
        “Belki de insan ilişkilerinde geçerli olabile- önüne geçer. İlişkilerimizde dengeyi kura-
        cek tek kural karşımızdakini açık ve yargı- bilmek  adına bu  tarz  düşüncelerden ka-
        sız dinlemektir. Bu aslında oldukça zordur  çınmalıyız.”
        çünkü doğduğumuz andan itibaren çeşitli
        kalıplarla karşılaşırız. Irk, din, cinsiyet, sosyal  Düşüncelerimizin Farkındalığı Sağlıklı
        statü gibi olgular, insanları belirli kalıplara  İlişkilere Kapı Aralıyor
        göre dinlememize ve buna göre hüküm
        vermemize sebep olur. Bu insan olmanın  Duygularımızdan önce düşüncelerimizin
        talihsiz bir gerçeğidir.  Ancak bu  kalıplar- geldiğine dikkat çeken Işık, “Kişi, ötekiyle
        dan sıyrılmak ve bunun için çaba sarf et- ilişki kurarken belirli davranışlarda bulunur
        mek daha sağlıklı ilişkiler kurmamız yönün- ve davranışlarımızı o insana karşı olan duy-
        de olumlu bir adım olacaktır.”                        gularımız belirler. Duygularımızdan önce
                                                              ise düşüncelerimiz gelir. Neler düşündü-
        Düşüncelerimiz İnsanları Tanımanın  ğümüzü fark etmek, niye bu şekilde his-
        Önüne Geçebilir                                       settiğimizi ve neden öyle davrandığımızın
                                                              farkına varmamızı sağlar. Böylece kurdu-
        İnsan kimi zaman hayatının yönetimini eli- ğumuz ilişkileri fark edebilir ve daha sağlıklı
        ne almış kendini yaşamının başrolü olarak  hale getirebiliriz.“ ifadeleriyle sözlerine son
        kimi zamanda söz hakkı bile olamayan fi- verdi.
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46